Nusret Çolpan Sanat Galerisi’nde açılan “Tek ve Çok” Cemal Toy Atölyesi Sergisi, 43 sanatçının 151 eserini bir araya getiriyor. Sergiyi farklı kılan ise yalnızca eserler değil; izleyicilerin bireysel duygularını görünür kılan “Duygu Kavanozları” ve tek kelimeden çoğalan “Hikâye Ağacı” uygulamalarıyla sanatın ortak bir belleğe dönüşmesi.

Fatih Belediyesi’nin desteğiyle Nusret Çolpan Sanat Galerisi’nde ziyarete açılan “Tek ve Çok” Cemal Toy Atölyesi Sergisi, sanat ile katılımın kesiştiği özgün bir buluşma alanı sunuyor. 19 Eylül’de başlayan ve 3 Ekim’e kadar devam edecek sergi, 43 sanatçının toplam 151 eserini bir araya getirirken, aynı zamanda izleyicinin bireysel katkısını kolektif bir hikâyeye dönüştüren yenilikçi bir uygulamayı da içeriyor: “Tek’ten Çoğ’a: Duygu Kavanozları & Hikâye Ağacı”.

Sergi mekanına yerleştirilen şeffaf kavanozlar, “umut”, “yalnızlık”, “cesaret”, “sevgi” gibi evrensel duygularla etiketlendi. Ziyaretçiler, sergiyi gezdikten sonra küçük kâğıtlara bir kelime ya da bir çizim yaparak hislerini ifade ediyor ve seçtikleri kavanoza bırakıyor. Bu güçlü jest bireysel bir hissin görünür kılınmasını sağlıyor.

Her bir kağıt ziyaretçilerin kişisel dünyalarından süzülen bir “tek”i temsil ediyor. Kavanozlar doldukça ortaya çıkan tablo yalnızca bireysel ifadelerin toplamı değil, aynı zamanda kolektif bir duygusal arşiv oluyor. Böylece sergi sessiz izleyicilerden çok, sesini duyuran katılımcılara dönüşüyor.

Serginin ikinci aşamasında kavanozlardan çekilen kelimeler bir ağacın gövdesi haline geliyor. Hazırlanan sembolik ağaç, kağıt ya da iplerle dallanıp budaklanıyor. Ziyaretçiler kavanozdan seçtikleri kelimenin çağrıştırdığı yeni bir sözcüğü yazıp ağacın dallarına ekliyor. Gün sonunda ortaya çıkan manzara onlarca kişinin katkısıyla büyümüş, dalları sözcüklerle dolmuş bir hikâye ormanı oluyor.

Bu uygulama “tek”ten başlayan bir yolculuğun nasıl “çok”a evrilebileceğini canlı bir şekilde gösteriyor. Gövde bireysel bir sesi simgelerken dallar farklı bakışların çoğalmasını ve ortaklaşmasını temsil ediyor. Böylece sanat mekanı yaşayan bir hafızaya dönüşüyor.

Serginin kavramsal çerçevesi Ayvansaray’da çalışmalarını sürdüren Birlikte Sanat Atölyesi’nin üretim anlayışını yansıtıyor. Ressam Cemal Toy ve öğrencilerinin eserleri, İstanbul’un çok katmanlı yapısını farklı tekniklerle yeniden yorumluyor.

Sulu boya şehrin ışığını ve suyun akışını yakalıyor; yağlı boya, yoğunluğu ve kalıcılığıyla belleğe sesleniyor. Karışık teknikler İstanbul’un katmanlı dokusunu görsel bir dile dönüştürüyor; fotoğraf işleri insanla mimari arasındaki ölçek ilişkisini ortaya çıkarıyor; kumaş çalışmalarında ise gündeliğin dokusu sanatsal bir dile tercüme ediliyor.

Sergi mekanı, “Işık ve Su”, “Doku ve İz”, “Geçit ve Katman” ve “Bellek ve Gündelik”başlıklarıyla düzenlenerek izleyicinin yalnızca tekil eserlerle değil, eserler arasındaki görünmez diyaloglarla da buluşmasına olanak sağlıyor. Bu düzenleme sergiyi yalnızca estetik bir seçki olmaktan çıkarıyor; ziyaretçiyi de içine katan katmanlı bir anlatı oluşturuyor.

Küratör Ayşegül Ekin Odabaşı’nın ifadesiyle sergi, “Tek” ile sanatçının kendi gözünü, vicdanını ve üslubunu; “Çok” ile bu bakışların yan yana gelişinden doğan müşterek zemini görünür kılıyor. Bu bakış açısı yalnızca sanatçılar arasındaki iş birliğini değil, izleyicilerin katılımını da serginin bir parçası haline getiriyor.

Fatih Belediyesi’nin desteğiyle gerçekleşen bu sergi, genç sanatçıların üretimlerini görünür kılarken İstanbul’un kültürel mirasını güncel bir perspektiften okuma fırsatı da sunuyor. Sergi, bireysel hafızalarla kolektif belleğin kesiştiği bir ortak alan olarak sanatın üretim kadar paylaşım ve katılım boyutunu da öne çıkarıyor.

“Tek ve Çok” sergisi, 3 Ekim 2025’e kadar Nusret Çolpan Sanat Galerisi’nde ziyarete açık olacak. Sergiyi ziyaret edenler yalnızca eserleri görmekle kalmayacak; kendi duygularını kavanozlarda görünür kılma ve yeni sözcüklerle kolektif bir hikâyeye katkı sunma imkanı da bulacak.

Haber: Dursun BÖLÜK